Düzce, İstanbul ve Ankara arasında stratejik bir konumda yer alır ve Türkiye’nin en genç ilidir. Sık kayın ormanları, berrak dereleri ve tarihi yollarla çevrili olan şehir; doğayı, geçmişi ve huzuru bir araya getirir. 1999 depremlerinin ardından 81. il olarak yeniden doğmuş ve yeniden inşanın sembolü olmuştur.
Konuralp bölgesinde yer alan Prusias ad Hypium Antik Kenti, Roma döneminin önemli merkezlerinden biriydi. Tiyatro, kent kapısı ve mozaikler gibi kalıntılar, unutulmuş bir ihtişamı bugüne taşır.
Doğaseverler için Düzce eşsiz güzellikler sunar: Sessiz Efteni Gölü, yüksek rakımlı Kardüz Yaylası ve etkileyici Göksu Şelaleleri yürüyüş ve dinlenme için idealdir. Yedigöller Milli Parkı’na yakınlığı sayesinde Düzce, büyük şehirden kaçmak isteyenler için yeşil bir sığınaktır.
Düzce etnik olarak renkli bir yapıya sahiptir: Türklerin yanı sıra Lazlar, Gürcüler, Çerkesler, Abhazlar ve diğer gruplar birlikte yaşar. Bu çeşitlilik mutfağa da yansımıştır: Islama köfte, mısır ekmeği ve tahinli çörek bölgenin özgün tatlarındandır. Karadeniz kıyısındaki Akçakoca ise “Kuzeyin Bodrumu” olarak bilinir – siyah kum, balık pazarı ve gün batımıyla öne çıkar.
tml>