Doğubeyazıt, Ağrı ilinin doğu ucunda, adeta İran’a açılan bir kapıdır. 1625 metre rakımda, sert bozkırın ortasında yükselir. Şehir, farklı dünyaların buluşma noktasında bir sınır karakolu gibi durur. Ararat’ın görkemli bakışları altında mitler, tarih ve kadim mimari burada birleşir.
Bölgenin mücevheri İshak Paşa Sarayı’dır – masallardan çıkmış gibi görünen doğu esintili bir yapı. Osmanlı, Selçuklu ve İran mimarisinden izler taşır. Sarayın kemerleri arasında durduğunda, geçmişin ihtişamını hissedersin. Tüm bunların üzerinde Ararat Dağı yükselir – yalnızca dağcıları ve hacıları değil, hayal gücünü de kendine çeker.
Ama Doğubeyazıt yalnızca saray ve manzara değildir. Meteor Çukuru – dünyanın en büyük ikinci meteor krateri – doğanın muazzam gücünü hatırlatır. Buz Mağarası, yazın bile sıfırın altındaki sıcaklığıyla şaşırtıcı bir doğa harikasıdır. Ve Sazlık sulak alanında nadir kuşlar, aynalı su yüzeyinin üzerinde öter.
Şehir tarih kokar: Ermeni, İran, Osmanlı ve Rus izleri günlük yaşamda hissedilir. Nuh’un Gemisi ve Keşişin Bahçesi gibi anlatılan efsaneler, bölgeyi bir kültür hazinesi hâline getirir. Çevredeki köyler, durup çay içmeye ve hikâye dinlemeye davet eder.
Doğubeyazıt’ın sokaklarında yürüyüp Ararat’tan esen rüzgârı hissettiğin anda anlarsın: Burası bir yer değil – bir geçiştir. Ülkeler, zamanlar ve içsel dünyalar arasında bir köprüdür.