Karaburun, İzmir’in kuzeyindeki vahşi güzelliğidir: efsanelerle dolu bir yarımada, taşlık koylar ve kokulu nergis tarlalarıyla çevrili. Antik Mimas’ın derinlere baktığı yerde, rüzgâr ve dalga arasında insanlar hem mitolojiyle hem doğayla iç içe yaşar. Bu coğrafya, tarih ve doğanın sessiz bir diyaloğudur – dokunulmamış, sert, ama büyüleyici.
Karaburun’un kayalık kıyıları etkileyicidir: Sarpıncık Deniz Feneri, Ege’nin üzerinde yalnız başına durur – yalnızca gemilere değil, sessizlik arayanlara da yol gösterir. Kayalıklar boyunca, zamanı durmuş gibi görünen terk edilmiş Rum köyleri sıralanır – Sazak gibi.
Kışın nergisler tarlaları kaplar, yazın ise kekik ve deniz kokusu yayılır. Yalnız yürüyerek ya da tekneyle ulaşılabilen küçük koylar, dalgıçlar, hayalperestler ve doğaya özlem duyanlar için birer cennettir. Mordoğan renk getirir, Karaburun ise özü taşır.
ml>